Mükkemeliyetçi Ebeveynler ve Çocukları

mükemmel ebeveyn

Daha önce her şeyi mükemmel yapmaya çalıştınız mı?

 

Belki de tüm hayatınız boyunca bunu denediniz. Bir yüz ifadesi takındınız, başarı için yol haritanızı planladınız ve bunu gerçekleştirmek için her şeyi feda ettiniz.

 

Ama yine de size hatırlatıldı: “Mükemmel” diye bir şey yoktur. Döngüye kapılarak hayal kırıklığına uğrayıp, değerinizi ve yeteneklerinizi kanıtlamak için tekrar denersiniz.

 

Tüm bunlar size tanıdık geliyorsa, mükemmeliyetçi olabilirsiniz.

 

Mükemmeliyetçilik sadece “aşırı başarılı” ya da “çok çalışan” olmaktan daha fazlasıdır. Genellikle başarılı olma ihtiyacımızı tanımlamanın bir yolu olarak kullansak da mükemmeliyetçilik kabul görme ve reddedilmekten kaçınma arzumuzu yansıtan karmaşık, yıkıcı bir kişilik özelliğidir.

 

Genel olarak, üç ana mükemmeliyetçilik türü vardır. Bunlar; kendine yönelik mükemmeliyetçilik (kendimizden mükemmellik talep etmek), diğer yönelimli mükemmeliyetçilik (başkalarından mükemmellik talep etme) ve sosyal olarak öngörülen mükemmeliyetçilik (başkalarının bizden mükemmellik talep ettiğini düşünmek) olarak anılır.

Her bir mükemmeliyetçilik tipolojisi, kendimizden ve başkalarından çarpık beklentiler üzerine inşa edilmiştir.

Mükemmeliyetçilik bizi sadece “seçici” yapmaz. Yeme bozuklukları, sınırda kişilik bozukluğu, depresyon ve intihar düşünceleri gibi ciddi ruh sağlığı sorunlarıyla da ilişkilidir.

 

Mükemmeliyetçilik kendimizi ve etrafımızdaki dünyayı görme şeklimizi büyük ölçüde etkiler. Her gün tırmanılması imkansız bir dağ gibi hissettirdiğinde, kontrolcü olmak, endişe ve düşük öz saygı zihniyetine düşmek kolaydır.

Mükemmeliyetçi olmamıza ne sebep olur? Birçok teori olsa da mükemmeliyetçiliğin en kanıtlanmış nedenlerinden biri ebeveynlikteki talepkarlıktan kaynaklanıyor.

 

Ebeveynler genellikle çocukları için yüksek standartlar belirlemek isterler. Daha fazlası, daha iyisi ve en iyisi için zorlarız. Yüksek beklentiler hızla kontrolcülüğe ve talepkarlığa dönüşebilir. Çocuklar gerçekçi olmayan standartları tekrar tekrar karşılamak için mücadele ettiklerinde, asla yeterince iyi olamayacaklarına inanabilirler.

Çıtayı çok yükseğe koymak çocuklarımızın kendilerine gereksiz baskı yapmalarına neden olabilir. Ancak, sürekli eleştiri ile çıtayı çok düşük tutmak da aynı etkiyi yaratabilir. Ebeveynlerinden yüksek düzeyde eleştiri alan çocuklar, herkesin kendilerinden bu düzeyde bir mükemmellik beklediğine inanarak büyüyebilir; bu da onları başarısızlığa, strese ve düşük öz saygıya hazırlar.

Çocuklar gördüklerini yaparlar. Onlar bizim en büyük taklitçilerimizdir. Ebeveynler bu gerçekçi olmayan beklentileri ve eleştirileri kendilerine yüklediklerinde, çocuklar bunu fark eder. Bu davranışı model almayı öğrenebilir ve benzer kontrolcülük eğilimleri geliştirebilirler.

 

Mükemmeliyetçiliğin hayatınızı kontrol etmesine izin vermek zorunda değilsiniz. Kendinizden ve başkalarından mükemmellik beklemek yorucu ve hayal kırıklığı yaratıcıdır, ancak çocuklarımız ve kendimiz için daha iyisini yapabiliriz. Yapabileceğimiz tek şey denemektir, o halde beklentilerimizi yeniden çerçevelendirelim. “Pratik yapmak mükemmelleştirir” yerine kendimize “pratik mükemmeldir” demeye ne dersiniz… ya da en azından “yeterince iyi” desek?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir